Elektrik Yüksek Mühendisi Hasan Halet IŞIKPINAR

Hayatta “Hocam” demekten zevk aldığım çok az insan sayabilirim.  Bunlardan bir tanesi tanımaktan büyük mutluluk duyduğum  ve örnek aldığım Sn. Hasan Halet Işıkpınar’  dır. Allah Rahmet eylesin. Mekanı cennet olsun.

İnegöl/Bursa ilçe belediyesi’ nin burslusu olarak Elektrik Mühendisliği tahsilimi gerçekleştirdiğim  İstanbul Yüksek Teknik Okulu’ ndan ( Şimdi Yıldız Teknik Üniversitesi) mezun olup (1963) ihtisas’ ımı (Master) tamamladığımda (1964) bu ilçenin Elektrik  İşletmesi’nde çalışmaya başladım.

Elektrik Yüksek Mühendisi Hasan Halet IŞIKPINAR 1
Tahsin ARMAĞAN proje yapımı

Bilindiği gibi o tarihlerde (1982 yılına kadar) il ve ilçelerin elektrik sistemleri Belediyeleri tarafından tesis edilip işletiliyorlardı. Çoğu da Enterkonnekte Sisteme bağlantıları olmadığı  için  Dizel yakıtlı motor – jeneratör üniteli santralı , veya varsa  ilave olarak küçük hidroelektrik santralı ile elektrik enerjilerini üretiyorlardı. İnegöl İlçemizde de  toplam ca. 1.000 kVA gücünde Dizel yakıtlı motor – jeneratör üniteleri ile 320 kVA gücünde hidroelektrik türbin üniteleri  tesis edilmişti. Dizel santralı ilçe içinde merkezi bir yerde , hidroelektrik santralı ise takriben 4-5  km uzaklıktaki Cerrah Köyü’nde idi. Bu köy, deresi ve bunun suladığı  yeşilikleri ve meyva –  sebze bahçeleri ile çok güzeldi. Santral da bu dereye bağlı olarak kurulmuştu. Santral’ın giriş kapısı üzerinde mermere kazınmış bir yazı ve tarih vardı. “Tanrı Buyruğu , her şeyi sudan yarattık. 1952” . Bu yazıyı merak edip santralın inşaası esnasında çalışan baş makiniste, kimin yazdırdığını sordum. O da bu santralın kurulumunda danışmanlık yapan “ Elektrik Yüksek Mühendisi Hasan Halet Işıkpınar”  dedi.  Hocamın ismini ilk defa orada işittim.

Elektrik İşletmesi eski çalışanlarından Hasan Halet Işıkpınar hocamızın uzun süreler İnegöl Belediyesine Elektrik Santralı ve tesisleri ile ilgili danışmanlık verdiğini anlattılar. Ayrıca ilçemiz dışında tüm ülkemiz içinde diğer bir çok il ve ilçenin elektrik santral ve tesisleri için yapım ve işletme danışmanlıkları verdiğini de öğrendim.

1965 yılında Enterkonnekte Şebekeye  bağlanan İnegöl Elektrik tesislerinin kompenzasyon sistemini kurmak için yaptığımız çalışmalarda kondansatörlerin temini için İstanbul’a gittiğimizde elektrik malzemesi satan firmalar kondansatörleri Kemeraltı Caddesinde bürosu olan Sn.  Öztürk Işıkpınar da bulabileceğimizi önerdiler. Sn. Öztürk Bey’in Sn. Hasan Halet Işıkpınar’ın  oğlu olduğunu öğrendiğimde çok sevindim. Gıyaben tanıdığım hocamızı orada göremedim ama Öztürk Bey’den kondansatörleri nereden bulabileceğimiz bilgisini aldık. Çünkü kendisinde yalnız bir adet 25 kVar lık ünite vardı. Bizim ihtiyacımız ise 350 – 400 kVar idi. Bize çok yardımcı oldu.  

1965 yılında bir elektrik tesisleri müteahhidi (Burhanettin GÖGEN) ile  birlikte çalışmak üzere İnegöl ilçesinden ayrıldım.

İlk görünüşte Sivas şehrinin bu müteahhit tarafından yapılacak olan elektrik şebekesinin tesisinde Şantiye Şefi olacaktım. Ancak henüz projeler tamamlanmadığı için  devam etmekte olan Elazığ / Vertetil Köyü yeraltı suyu pompaj elektrifikasyonu, Muş – Tatvan arası Demiryolu inşaatının elektrik tesisleri ve Tatvan istasyonundaki dizel elektrik santralı yapımında görev aldım. Mühendisliğim çok yeni olduğu için takıldığım bir çok konu oluyordu. Birebir çalıştığım müteahhit   Burhan Bey bana kendisinin çok iyi tanıdığı Sn. Hasan Halet Işıkpınar’a sormamı tavsiye ediyordu. İsmi biliyordum ancak kendisini tanımıyordum.

O tarihlerde kamu  ihaleleri ve ihaleden sonraki tüm bürokratik ve mali çalışmalar  Ankara’dan yürütüldüğü için firma merkezi İstanbul’da olmasına rağmen ben genellikle Ankara’da oluyordum. Yine Ankara’da olduğum günlerde müteahhit Burhan Bey beni Hocam Sn. Hasan Halet Işıkpınar’la tanıştırdı. İlk gördüğümde ısındım. Gerek daha önce hakkında edindiğim bilgiler gerekse her zaman güler yüzü ile söylediği  “Tahsinciiim” hitabı  beni kendisine daha yakınlaştırdı.

İnegöl’ lü olduğumu öğrenince , ilçeyi  yakından tanımanın ve hizmet vermenin gururu ile ilişkilerimiz daha samimi olmaya başladı. O tarihlerde yaşı herhalde 75 lerin üstünde idi. Ancak hiç göstermiyor, elinde daima projeler ile şehirden şehire Bakanlık tan Bakanlığa dolaşıyordu. Kendisini tanımayan yoktu. Bazen tecrübeleri ile hatıralarını da anlatırdı. Öğrendiğime göre Robert Kolej’ in  ( O tarihlerde  İngilizce tedrisat yapan Mühendislik okulu daha sonra Boğaziçi Üniversitesi oldu.) ilk elektrik mühendisliği mezunlarından dı. İngilizce ve Almancayı çok iyi bildiği gibi toplamda yedi lisan biliyordu. MIT (ABD ) den master derecesi alan ilk Türk Elektrik Mühendisi idi. Robert Kolej de hocalık yapmıştı. Atatürk kendisine elektrik tesisleri ile ilgili görevler vermişti. Mesleğimiz ile ilgili kitap ve makaleler yazmıştı. Eşi Ülkemizin ilk kadın ağırceza hakimi idi, ……….. daha ne anlatayım. Müthiş bir de kütüphanesi vardı. Daha önce tanıştığım ve ismini verdiğim  Elk. Müh. Öztürk Işıkpınar ve kardeşi Şehir Planlama Müh. Ertürk Işıkpınar olmak üzere iki oğlu vardı.

İnegöl ile anlattığı bir hatırayı hiç unutmam. 1960 yılının ocak veya şubat ayında İnegöl Dizel Elektrik Santralı’ndaki ünitelerden biri  ( ki , santralın yarı gücünden fazla 520 kVA) aniden arızalanır. Aşırı hıza kaçıp gövdeden piston kolu çıkarmıştır. Yani tüm motor harap olmuştur. Yapılan inceleme sonunda   tamir edilemeyeceği anlaşılmıştır.  İlçenin yarısına elektrik enerjisi verilememektedir. Derhal yenisini alınıp tesis edilmesi gereklidir. Hasan Hocamız’a görev verilir o da kısa zamanda aynı güçte  yeni bir üniteyi bedeli daha sonra ödenmek üzere  temin eder ve tesis edilip test ve kabul işlemi yapılarak devreye alınır. Hocamız raporunu yazarak Belediye Başkanı’na iletir ve ünitenin bedelinin ödenmesini ister.  Aksi tesadüf o günler de ülke karışıktır ( Nisan – Mayıs 1960). Ünitenin alındığı Firmaya bedeli ödenemeden 1960 ihtilali olur. Belediye Başkanı  görevden alınır. Yerine Kaymakam Belediye Başkanlığı görevini de deruhte eder. Ancak tüm ödemeler durdurulur ( O günler de ben de Belediye den burs alıyordum benim  de bursumun ödemelerine  bir müddet ara verilmişti).  Firma üniteyi, kurmuş çalıştırmış ve teslim etmiştir. Ancak bedelini alamamaktadır. Hasan Hoca’ mız    Kaymakam’a gider; “İlçemiz’in acil ihtiyacı olan Dizel – jeneratör ünitesininin kendisinin kontrolluğunda temin ve tesis edildiğini, tüm testlerini yaptığını ve kabul prosedürünü gerçekleştirdiğini ve tüm bu hususlar için  bir mühendis olarak raporunu verdiğini,   şayet ödeme yapılmaz ise firmanın üniteyi söküp geri alacağını, kendisinin de  buna muafakat edeceğini ”   söyler.İki gün sonra firmaya ünitenin bedeli ödenmiş , ilçe karanlıkta kalmaktan kurtulmuştur. Bu olay  benim  meslek hayatımda bir mühendis olarak daima örnek aldığım ve uygulamaya çalıştığım bir düstur olmuştur. Buna bina ettiğim felsefe , “Hiçbir zaman doğru bulmadığın ve hakkın olmayan şeyleri iş sahibinden (bu bir kamu kurumu veya çalışanı olabilir) talep etme, kim olursa olsun muhatabına  güler yüzlü ve mütevazi davran ancak doğru bildiğin şeyden de ödün verme hakkını ara. Ayrıca karşındaki kamu çalışanı ise onun sadece bir masası vardır, ona daima saygılı ol.”  Bu rahmetli Hocam’ın bana verdiği ilk ve önemli derstir. Nitekim yıllar sora (1983-84 yılları) TEK’e  (Türkiye Elektrik Kurumu)  Ege Bölgesi trafo merkezlerini tesis ederken TEK ndaki bir mühendis ağabeyimiz benim gıyabımda “ Tahsin güler yüzlü ve çok mütevazi davranışlıdır , ancak haklı olduğu konularda hiçbir zaman geri gitmez.” Dediğini öğrendim. Yine aynı günlerde  TM leri nin başka bir gurubunu tesis eden büyük bir firmanın TM leri işini yürüten mühendisinin davranışları sebebi ile bu işten alınması hususu TEK ilgilileri tarafından firmaya tebliğ edilmişti.

1968 yılında Etibank ‘ın ( TEK kurulmadan önce şehir içindeki tesisler dışında iletim ve dağıtım sistemleri Etibank bünyesinde yürütülüyordu.) bir ENH  ihalesi vardı. İş, Konya civarında,  102 km. si ovada, 89 km si de Toroslarda olmak üzere  toplamı 191 km olan ENH yapım işi idi.   Arazinin topografik  profili ile iletken cinsi veriliyor , götürü bedelli fiyat isteniyordu. Bu gibi  işleri  yapan firmaların direk imalat tesisleri olduğu için kendilerine ait Etibank tarafından onaylanmış direk tipleri vardı. Bizim böyle bir projemiz olmadığı için bu ihaleye girilmesine muhaliftim. Ancak hazırlandık ve girdik. Bizim fiyatımız diğer firmaların çok altında olduğu için işi aldık. Yaptığımız ön proje ve hesaplara göre toplam olarak 1.000 ton demir kullanacaktık. Bu miktarın üzerinde demir kullanımı zarar hanemize yazıyordu. Sözleşme imzalandı projelere başladık. Ancak işin içinden çıkamıyorduk. Çünkü değiş işin yapımı, proje yapım şartları  bile çok ağırdı. Sözleşmedeki zaman konusunu kaçırmamız için rastgele bir proje verdik. Tabii onaylanmadı. 3 ay süre istedik. Fakat şartnamede istenen hesapları yapabilmemiz için kaynak dökümanlar gerekiyordu. İşin enteresan tarafı Etibank bu ihalede bir ilki deniyordu. Direklerim tüm cıvatalı olması yerine bölümler halinde  imal edilecek gövdeler kaynaklı, bölümlerin birbirlerine irtibatı ile traversler  civatalı olacaktı. Bunun ne hesap için ne de imal edilmiş  örneği yoktu. Hesaplardaki genel faraziyeler için rahmetli Elk. Y. Müh. Kemal Öz’ den Girkman’ın kitabını temin etmiştim. Ancak , en önemlisi kaynak hesapları ile Max Suberkub metoduna göre yapılması  istenen temel hesapları  için hiçbir doküman bulamamıştık. O günlerde Hocamız Ankara’ya gelmişti. Kendisine konuyu açtım. Yine güler yüzü ile , “Tahsinciiim endişelenme İstanbul’a dönünce sana gerekli dökümanları postalarım” dedi. Hakikaten ertesi hafta gerek kaynak hesapları için gerekse Max Suberkub metodu temel hesapları için İngilizce kitap ve dökümanları göndermişti Hocam. Biz de projeleri tamamlayıp onayları alabildik. Teklifte hesapladığımız 1.000 tonu da tutturmuştuk. Hocam la direkt ilgili değil ama benim için çok önemli olan bir husus da  , bu projelerin yapımın da Ankara’da kamuda çalışan yedi arkadaşım geceleri büromuza gelerek 3 ay müddetle bana müthiş destek vermeleriydi.  Hocam’a olduğu kadar onlara da minnettarım.

Elektrik Yüksek Mühendisi Hasan Halet IŞIKPINAR 2
Etibank ENH Direk İmalatı Prototip Kontrolu 1969

Hocamızı O günlerdeki Mesleğimiz ile ilgili Ankara Bürokrasisi ( İller Bankası, Sanayi Bakanlığı Enerji Dairesi Reisliği,  Etibank Enerji İşleri Genel Müdürlüğü, TKİ, Bayındırlık Bakanlığı, …ve Daha sonra TEK (Türkiye Elektrik Kurumu)  çok yakından tanıyor zaman zaman bilgi destek almak için kendisini davet ediyorlardı. Yine böyle bir davette kendisine  “Elbistan Elektrik Santralı’nın kömür temin ve santralın tesisi  ile ilgili danışmanlık hizmeti ihalesi yapılacağını bu konuda kendilerine yardım etmesini,  hatta işin kredi destekli olması sebebi ile  yabancı bir partner  bu ihaleye girmesini ve kendisi ile çalışmaktan gurur duyacaklarını” belirtmişler.

O günlerde ben de Ankara da idim. Hocamla karşılaştık bana yine güzel tebesssümü ile “Tahsinciiim, hazır ol Elbistan Santralı Danışmanlığını birlikte yapacağız. Partnerimiz bu konuda çok tecrübeli Amerikalı bir firma olacak” diye sevinçle haberi vermişti.

Çeşitli sebepler ile işi alamadık. Ancak Hocam bu ihalede TEK’ e çok yardımcı oldu. İşi Rhein-Braun Kohle isimli Alman firması almıştı.

!973 yılında ben evlenip yurt dışına ( USAF –Wiesbaden/Almanya)  gitmiştim.  1976 yılında döndüğümde AEG firmasında çalışmaya başladım. Tesadüf danışmanlığını alamadığımız Elbistan Santralının “Kömür çıkarma, stoklama ve Kül Atma” tesisleri yapımı  ile “Kontrol ve İzleme Sistemi” ihale hazırlık çalışmaları görevi bana verilmişti. 

Yine Hocamla karşılaştık. Önce kaybettiğimiz danışmanlık işini andık.  Yaşı artık 80 nin çok üstünde idi. Fakat yine koltuğunun altına dosyalar, projeler çalışmaya bilgi dağıtmaya devam ediyordu. Yine Belediyelere elektrik tesisleri için danışmanlık yapıyordu.  Karşılaştığımızda o günlerde İETT ten ayrı bir statü de olan Avcılar Belediyesi’nin Elektrik tesislerinin modernize edilmesi çalışmalarını yürütüyordu biz de AEG den ona destekler vermeye çalışıyorduk.

Ancak bir gün öğrendik ki Hocamız yine koltuğunun altına projeler otobüs ile Babaeski’ye giderken otobüsün yaptığı kazada yaralanmıştı. İstanbul’ da hastaneye yatırdılar. Kendisini ziyaret ettik her zaman olduğu gibi  güler yüzü ile bizi karşıladı . İyi gözüküyordu. Fakat yaşı sebebi ile bu yatış çok uzun sürdü. Maalesef zatürre olduğunu ve vefat ettiği haberi geldi. Çok üzüldük ama elden ne gelir.

Biz mühendisler böyle bilgili , çalışkan, her zaman mühendisliğin etik değerlerini uygulayan ve koruyan , doğru bildiğini müdafaa  etmekten çekinmeyen, bilgisini esirgemeyen , danışmanlık yaptığı kuruluşlar ile çok yakından ilgilenen meslekdaşlarımızın , ağabeylerimizin, büyüklerimizin, hocalarımızın izini takip etmekten gurur duymalıyız.  Ancak,  20-30 kuruluşun sözde danışmanlığını alıp fakat hiç biri ile ilgilenmeyerek mesleğimizin etik kurallarını çiğneyen  meslekdaşlarımızın dışında.

Kendisini Rahmetle anıyoruz.

Tahsin Yüksel ARMAĞAN ( Elk. Y. Müh. YTÜ 1963/1965)