Enerji Geçişi Enerji Dağıtım Endüstrisine Neden Bu Kadar Hakim?
Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) yayınladığı {ut}{ut}Electricity 2024{ut}{ut} isimli yeni raporda da belirtildiği gibi, dünya karbondioksit (CO2) emisyonlarının büyük bir çoğunluğu enerji üretimi nedeniyle ortaya çıkmaktadır.
Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) yayınladığı Electricity 2024 isimli yeni raporda da belirtildiği gibi, dünya karbondioksit (CO2) emisyonlarının büyük bir çoğunluğu enerji üretimi nedeniyle ortaya çıkmaktadır. Bu da, elektrik dağıtım sektörünün, yenilenebilir enerji kaynaklarının hızla yaygınlaştırılması yoluyla enerji geçişine hız vererek, emisyonların azaltılmasında büyük bir rol oynayabileceği anlamına gelmektedir. Enerji geçişi, elektrik dağıtım şirketlerinin gündeminin en üst sırasında yer almakta ve bu şirketlerin gerçekleştirdiği her faaliyet, enerji geçişine yönelik hedefleri belirli açılardan desteklemektedir.
2024 yılında takipte olacağımız trendler şunlardır.
#1 Şebeke Modernizasyonu
Elektrik dağıtım sektörü için kuşkusuz büyük bir gündem maddesi olan şebeke modernizasyonu, enerji geçişinde hayati bir rol oynamaktadır. 2023 yılının Kasım ayından duyurulan Avrupa Birliği Şebekeler için Eylem Planı, endüstrideki stratejik düşünme yaklaşımını önemli ölçüde şekillendirecektir. Bu plan, Avrupa Birliği’nin elektrik iletim proseslerini ve dağıtım şebekelerini genişletmek ve dijitalleştirmenin yanı sıra, bunlardan daha iyi faydalanmasına yönelik sorunların ele alınması için oluşturulmuştur.
Bu plana neden ihtiyacımız var? Bu plana ihtiyacımız var çünkü toplumlar elektrifikasyonu ne kadar fazla benimserse, elektrik tüketimi de o kadar artacaktır. Avrupa Birliği’ne üye ülkelerde elektrik tüketiminin 2030 yılına kadar % 60 oranında artması beklenmektedir. Avrupa Birliği üyesi olmayan diğer ülkelerde de benzer bir artış öngörülmektedir. Buna rağmen, Avrupa’daki elektrik dağıtım şebekelerinin yaklaşık % 40’ı, 40 yıldan daha eskidir. Bu nedenle, toplumların Everything as a Grid yaklaşımını benimseyerek mevcut enerjiden azami fayda sağlamaları için şebeke modernizasyonu hayati önem taşımaktadır. Dağıtılmış enerji kaynakları, gelecekte şebekelerin önemli bir tamamlayıcısı olacak; çift yönlü enerji akış özelliği de bu süreçte kilit rol oynayacaktır.
#2 Yenilenebilir Enerji
Güneş enerjisi üretimi, uygun maliyetli yeni enerji seçeneklerinin başında yer almaktadır. Bu nedenle, enerji sektörüne yapılan yatırımların şebeke ölçeğinde güneş enerjisine doğru eğilim göstereceğini bekleyebiliriz. 2024 yılında, bu alanda pek çok faaliyete tanıklık edeceğiz. Şebeke bağlantısallığı, enerji depolama gereksinimleri ve daha güçlü siber güvenlik önlemlerine duyulan ihtiyacın projeleri giderek daha karmaşık hale getirmesi nedeniyle, sistemlerin kurulum ve bakımı zor olabilir. Ancak bu zorlukların üstesinden gelmek sektör için bir ‘zorunluluk’ haline geldi; çünkü güneş enerjisi devletler ve toplum tarafından uygulanabilir ve gerekli bir kaynak olarak görülmektedir.
Sisteme yeni kapasite eklemek, binlerce modül ve invertörün kurulumunu ile kilometrelerce uzunluktaki kablo bağlantısı gerektirmekte ve bu işi yapacak kalifiye eleman sıkıntısı yaşanmaktadır. Bu, büyük ölçekli fotovoltaik tesisatlarda maliyet ve karmaşıklığı azaltmayı, fosil yakıtlardan yenilenebilir enerjilere geçişi hızlandırmaya çalışan elektrik dağıtım endüstrisinin önceliğidir.
Avrupa Birliği’nin petrol ve gaza olan bağımlılığı azaltma amacı güden REPowerEU teşebbüsünün bir parçası olan Güneş Enerjisi Stratejisi bu önceliğin ve şebeke modernizasyonuna olan ihtiyacın doğrultusunda geliştirilmiştir. Bu, Avrupa’da ticari binalar ve konutlarda güneş enerjisi için önemli bir itici güçtür. Hedef, 2025 yılına kadar 320 GW’lık fotovoltaik sisteminin kurulup faaliyete geçmesi ve bu sistemin kapasitesinin 2030 yılına kadar 600 GW’a ulaşmasıdır.
#3 SF6 Gazı İçermeyen Şalt Ekipmanı
Dünya, karbondioksit emisyonlarının yanı sıra, sera gazı emisyonlarını da azaltmaya bu denli odaklanmışken, elektrik endüstrisi sülfür hekzaflorür (SF6) gazının günümüze kadar rutin olarak kullanıldığı şalt ekipmanı sektöründe ciddi bir değişimle karşı karşıyadır. SF6 atmosferde binlerce yıl kalıcı olan son derece güçlü bir sentetik sera gazıdır ve kullanılan her 1 kg SF6 gazıyla, 25.200 kg karbondioksit (CO2) emisyonuna eşit miktarda zararlı madde açığa çıkar. SF6 gazının kullanımını durdurmak, önemli bir çevresel hedeftir.
Elektrik dağıtım şirketleri, SF6 gazına dayanan şalt cihazlarını kullanma alışkanlıklarını nasıl ve ne zaman değiştireceklerini anlamalıdır. Bu bağlamda, Avrupa Birliği’ndeki (AB) düzenleyici son gelişmelerle birlikte, 2024 yılında bu yöneticilerin dikkate alması gereken pek çok husus olacağı aşikardır. SF6 gazının şalt cihazlarında kullanımına ilişkin bu yeni kurallar bir süredir gündemdeydi, ancak Avrupa Konseyi ve Avrupa Parlamentosu ancak 2023’ün sonlarında, 2026’dan itibaren, kademeli bir programı aracılığıyla SF6 gazının orta gerilim hücrelerde kullanımını yasaklamak için geçici bir anlaşma yaptı. Şalt cihazlarının devre kesici veya orta gerilim hücreler gibi diğer kategorilerinde SF6 gazının kullanımını sonlandıracak AB düzenleyici eylemi bu anlaşmanın devamı niteliğindedir. SF6 gazı, elektrik dağıtım endüstrisinin odaklanacağı temel konulardan biridir.
Şu anda, özellikle şalt cihazlarının büyük kısmının kullanıldığı, beyan gerilimi 24kV’a kadar olan orta gerilim kategorisinde, test edilmiş alternatifler uzun süredir mevcuttur. Yeni tesisatlar için SF6 gazı içermeyen şalt sisteminin zorunlu kılınmasına iki yıldan az bir süre kala, bu yönetmeliğe uyum hazırlıklarının şimdiden başlaması gerekiyor.
#4 Dijitalizasyon ve Yapay Zeka
Enerji dönüşümü, dijitalizasyonla tamamen desteklenmektedir ve geçtiğimiz yıl boyunca tüm sektörler üretken yapay zekanın potansiyelini incelemiştir. Üretken yapay zeka, yeni ve gelişmekte olan bir alandır. Elektrik dağıtım şirketlerindeki uzmanlar, güç yönetimi uzmanlarıyla birlikte çalışarak, yenilenebilir enerji entegrasyonunu ve yönetimini hızlandıracak yeni yollar keşfedebilir.
Üretken yapay zeka, büyük miktarda veriyi analiz etme ve anlamlandırma hızı sayesinde daha bilinçli karar vermeyi destekleyebilir. Burada, muazzam bir potansiyelden söz ediyoruz. Enerjiye nerede ve ne zaman ihtiyaç duyulacağını tahmin etmek, merkezi olmayan bir sistem içinde nasıl hızlı ve verimli bir şekilde sağlanabileceğini hesaplamak. Üretken yapay zeka işte bu noktada devreye girecektir. Bunun için en doğru zaman geldi. 2024 yılı boyunca elektrik dağıtım sektörü, doğal olarak siber güvenlik konusuna ve AB’nin iki düzenleyici faaliyet alanına dikkat ederek yapay zekaya yeni bir bakış açısı getirecektir: EU Yapay Zeka Zekası ve AB Veri Yasası.
#5 İnovasyon
Elektrik dağıtım şirketlerinde inovasyonun sürekliliği günümüzün önde gelen trendlerinden biridir. Bu, çalışmak için heyecan verici ve canlı bir sektör; ancak aynı zamanda hızlanan pazar dinamiklerini yönetme, yeni fırsatları yakalama ve hızla gelişen bir düzenleyici ortama uyum sağlama ihtiyacı nedeniyle zorlu bir ortamdır. Elektrik dağıtım sektörünün enerji geçişindeki rolünü yerine getirme, sürdürülebilir ve dirençli bir geleceği şekillendirme kabiliyeti, fosil yakıtlar dışındaki güç kaynaklarını yönetme ihtiyacımızdaki büyük değişimler karşısında çevik ve çok yönlü olma becerimizle doğru orantılı olacaktır.
Peki ya, COP28’de ortaya konulan taahhütler? Bu sözlerin çoğu pek çoğu, elektrik dağıtım sektörüyle ilgiliydi, ancak bunlardan birini seçmemiz gerekirse, bu 2030 yılına kadar yenilenebilir enerjiyi üç katına çıkarmaya yönelik Küresel Yenilenebilir Enerji ve Enerji Verimliliği Taahhüdü olurdu. Bu hedef, enerji geçişini önümüzdeki aylarda strateji geliştirme ve uygulama süreçlerinin ‘merkezi’ haline getirecektir.